Terapötik Pozlar 1
“Terapötik pozlar tam nedir, ne değildir?” diye soran, merak edenler için yazıyorum bu post’u. Öncelikle, terapötik kelimesi günümüzde yaygın kullanılmakla beraber, eğitmen ya da pozları deneyimleyen kişi için kelimenin anlamında farklı mana ya da/ve beklentiler olabilir. Kendi güncemde, terapötik pozlar, bedende daha minimal, mikroskobik bir gözlem/tanıklık için çaba sarf etmeyen hareketler sayesinde “propriosepsiyon” (kendine has algı türü ya da beden hareketindeki 6. duyu,


Terapötik Pozlar 2
İngilizce’de DOING ve NOT-DOING diye iki tabirden bahsedebiliriz. Doing, yapma eylemidir. Not-Doing ise, salt yapmama ya da hiçbir şey yapmama değildir. Kavramda gördüğümüz üzere, işin içinde hala bir “yapma eylemi” mevcut. Not-Doing, yapmama eylemi içinde olan, belki dıştan görülmeyen, yapma eylemidir. Hala yapıyorsun yani merak etme :) Bir örnekle anlatacak olursam; Constructive Rest (Yapıcı Dinlenme) Pozunu ele alalım. Beden yerde “hareketsiz” uzun bir süre kalabilir. Dışa


Emir Kipi
Bugün, pozların içindeyken zihnimin çoğu zaman (neredeyse hep) emir kipi kullanarak bana konuştuğunu fark ettim. Ya allah aşkına kim emir almaktan hoşlanır?! “Daha öne eğil, pozdan çıkma! Adam gibi yap şunu! Daha iyi olmalısın! Esneklik için acı şart: NO GAIN NO PAIN HONEY!” Oups! İçimde sert bir otorite var, sesini sadece duyurmak istemiyor, gücünü üzerimde uygulamak istiyor. Olanı görmek, size seçim şansı tanır, fark ettiğiniz için sizi eski kalıptan ayrıştırmaya fırsat sun


Yerleşmek ve Beklemek: Yin Yoga'da tavır.
Beklemek; zamanın ters yönüne doğru koşmakla eş anlamlı. Oturup da bekleyebilirsiniz; lakin beklerken “bir şeyi” bekliyorsunuzdur, elde edeceğiniz bir amacınız vardır. Yani, siz ve niyetinizin arasında beklemek eylemi vardır. Beklemek, yapmak anlamını içerdiğinden, beklemedeki iç eyleminiz edilgendir, pasif değildir. Hararetli, sakin ya da asabi olunabilir beklerken. Beklemek, hedefe kitlenmeye vurgu yapar. Bu sebepten ötürü de, beklemek size daha dar bir bakış açısı sunar. T


İlişki: poza dair.
Pozlarla mat üstünde kurduğumuz ilişki, hayat içinde kurduğumuz ilişkilerle çok benzerlik gösteriyor. Ortada iki eleman var: poz ve poza giren benlik. Bu iki arasındaki diyalog bir şeyi inşa etmeye dayalı. Poz cömert, açık gönüllü ve samimidir. Konuşur, size size dair bir şeyler fısıldar. Bu fısıldayan sesi duymazdan gelir, kulak tıkarsanız ortada diyalog değil, monolog oluşur. Herkes kendi dünyasında tek başına kalmış olur. Duygusal ilişkilerde olduğu gibi, siz kendinizi ne


Hitap ve Ol(dur)mak
Bir çocuğunuz olduğunu düşünün ve bu çocuk, yaratılışından ötürü, müziğe karşı inanılmaz bir ilgi barındırıyor. Mayası böyle. Estrümanların dilinden anlıyor, onlarla beraber yaratmak için şevk duyuyor. Çocuk resmen dünyaya müzik yaratmak için gelmiş. Bu çocuğun babasının ise onu işletmeci olmaya zorladığını düşünün. Çocuğun mayasını görüyor ama görmezden geliyor ve “hayır, diyor, sen işletmeci olmalısın.” Çocuğa olmadığı bir şeyi dayatıyor; ortada bir zorlama var. Ve her zorl


Güvercin
Dördüncü poz güvercin. Derste, ilk pozdan beri kabul edebilmenin ve rıza gösterebilmenin altını çiziyorum. Önümdeki öğrencilerden biri poza giriyor, çıkıyor, duruyor. Ofluyor, tekrar giriyor, sıkılıyor. Çıkıyor. Ayağını öne almaya çalışıyor, bedenini sağ sola yatırıyor. Yok yine olmuyor. İzliyorum. Belli ki sağdan sağdan gelmişler. İnatla o poza gi-ri-le-cek ama! Afakanlar basmış, son sürat denemeye devam. Azmine hayran kalmış olsam da, bıyık altından gülümsüyorum. "Ha-ha ben


Tekrar (yandaki çocuk)
İpek’in dersi - Bağdat Caddesi, Cihangir Yoga, ilkbahar. Yarım saat boyunca, tekrarlanmış bir güneşe selam yapıyoruz. Tekrar çemberinin içinde hareket etmek iyi hissettiriyor. Pozdan poza atlamıyorum, gelecek pozu düşünmüyorum. Bedenimde hissettiğim bir algıyı bırakıp ötekinin peşinden gitmiyorum. Azla yetiniyorum. Çünkü tekrar, derinleşmemi sağlıyor. Hissettiğim bir algıyı tekrardan, bir kez daha hissediyorum. Algıda derinleştikçe her seferinde, bu kez asana zihnimin daha bü

